28 Şubat 2011 Pazartesi

Güle güle hocam...

Kelimelerin kifayetsiz kalacagi bir üzüntü icerisindeyim. Gencligimde suur, cesaret ve mücadele yolunu takip etmeme neden olan bu dava adamini kaybetmekten cok müteessirim.
Rabbim makamini cennet eylesin. Tüm ümmetin ve milletimizin basi sagolsun.

22 Şubat 2011 Salı

Sinema üstüne sinema

Kendimi iyi hissetmedigim su aylarda cocuklarimi cok ihmal ettim. Her ne kadar onlari arkadaslari ile göndererek olsun veya baska alternatifler deneyerek olsun eglendirmeye calissam da yine de yeterli olmadi mutlaka. Mesela kizim ne zamandir "Rapunzel" filmini izleyelim diye israr ediyor. Ama ben bir türlü kendimi toparlayarak onun bu istegine karsilik veremedim. Film nerdeyse gösterimden kalkacak, ben hala kendimle savasiyorum. Bugün hep beraber filmin fragmanini izledik, gercektende cok güzel bir filme benziyor. Masallarda okudugumuz Rapunzel´den cok farkli, tam bir komedi bombardimani gibi.




Belki bizim gibi henüz izleyemeyenler vardir, iste sizler icin
Rapunzel fragmani








"Yogi Bär" filmini oglum arkadasi Simon´la izlemisti. Son zamanlarda cok samimilesen bu iki yavruya film begendirmekte bayagi zorlandik. Secimi onlara birakmadim tabiki, bu yasta egriyi dogruyu henüz yeni ögreniyorlar.

"Sammys Abenteuer" ise kizimin anasinifi ile sectigi cok hos bir film. Tüm kücük cocuklu annelere tavsiye ederim. Minik yavrular o gün 3 boyutlu film gözlükleri ile cok tatli görünüyorlardi. Her biri kendini okyanuslarin derin kollarina birakmis Sammy ile macera yolculuguna cikmislardi. :)






"Ich- einfach unverbesserlich" filmi de yine oglumun tercih ettigi arkadasi Luca ile izledikleri film olmustu. Dogum gününe gelmeyi unutan Luca oglumu sinemaya davet etmis ve böylece Muharrem´in dogum gününü kendine özel yöntemiyle kutlamisti. Luca ve ebeveynlerinin bu ince düsüncesi beni de oglumu da cok mutlu etmisti dogrusu.


Bakalim önümüzdeki günlerde kendimi daha iyi hissedersem kuzucuklarima neler sunabilecegim. Yavrularim bu özel durumumu o kadar anlayisla ve sevgiyle karsiliyorlarki, benim de onlara bu sabirlarinin karsiligini en kisa zamanda vermem gerekiyor. Rab´bimden sihhat afiyet ve eskiden oldugu gibi "normal" günler diliyorum.

14 Şubat 2011 Pazartesi

Nasil bir Kandil???

Resim Kaynak

Yazilarima yine uzun süredir ara vermek zorunda kaldim. Su özel durumum hayatimi olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Mide bulantilari, bas dönmesi, halsizlik vs., kendimi hic iyi hissetmiyorum.

Bugün zorlu bir is gününden sonra eve bile ugramadan cocuklarimi alip anne babama sürpriz bir ziyaret gerceklestirdim. Insan yaslaninca ve de artik coluk cocugunu evlendirince yalniz kaliyor. Her ne kadar onlari tek basina birakmasakta sonucta belirli bir saatten sonra herkes evine cekiliyor ve onlar ister istemez yanliz kaliyorlar. Bu durum beni cok üzüyor.

Su mübarek aksam anne babayi sevindirmekten daha sevap ne olabilir ki diye düsünerek tüm zorluklara ragmen yavrularimla onlarin hem gönüllerini hem de evlerini senlendirdik. Cok ama cok memnun oldular. Sabahlara kadar namaz kilip, Kuran okusam sanirim bu kadar sevap yazilmaz haneme. O kadar hayir dua aldik ki yavrularimla birlikte, hemen aklima su sözler geldi: "Anne babanin evladina duasi, peygamberin ümmetine duasi gibidir."

Bu tür ziyaretler yaparak aslinda evlatlarima da büyüklerini sevmeyi ve saymayi ögrettigimi düsünüyorum. Ben onlara ne kadar nasihatta etsem ya da ne kadar kitaplardan örneklerde okusam yasadiklari kadar etkili olmaz biliyorum. Belki ben de yaslaninda yavrularim beni ve babalarini hatirlarlar, ne de olsa onlara bu konuda hep örnek olmaya calisiyorum.

Biraz hüzünlü, biraz düsünceli ve oldukca sevincli bir sekilde evimize döndük. Icimde tarifsiz bir huzur var.

Bu yazi vesilesi ile her bir okuyucunun Mevlid Kandilini kutlar, son nefeste iman dilerim.