27 Haziran 2012 Çarşamba

Misir Müzesi - Nisan 2012 Projemiz


Nisan ayinda projemizi secmek hakki Muharrem´deydi.





Kendisi eski Misir uygarliklari ile ilgileniyordu ve bu konuyu arastirmamizi arzu etti.




Öncelikle internetten biraz arastirip okuduk. Zaten Muharrem´in oldukca birikimi vardi. Hem kardesini hem beni bayagi bir aydinlatti.

Nitekim annemi de alip söyle güzel bir müze ziyareti gerceklestirdik.





En cok ölülerin kondugu tabutlar ilgimizi cekti. Soguk, tas ve kocaman...


....





....


...



...




Mumyalanmis insan göremedik ama mumyalanmis hayvanlari izledik. Cok enteresan...





Hele su ölü maskeleri cok ilginc. Insanoglu öldükten sonra bile güzel görünmek adina ne cok caba sarfediyor diye düsündük.




...
...



...





Tam ibretlik...





Kuzularim müzenin verdigi etkiden biran önce kurtulmak istediler. Onca mezar, tabut, ölü esyasi vs. görmek pek kolay olmadi, hele de Sumeyra icin.
Ama sonuctan cok memnun kaldilar yine de. Cok sey ögrendiler. Kulakliklar sayesinde de cok bilgi topladilar. Bizzat görerek tecrübe ettiler. Ben de onlarin bu merakini tebrik ettim.






Hosuma giden diger bir konuda cocuklarin müzeye ücretsiz girebilmesi oldu. Hatta aldigimiz bilet toplu bir cok müzeyi gezmemizi sagliyordu. Fakat annem ve cocuklar cok yoruldugu icin gezimizi sadece Misir müzesi ile sinirlandirmak zorunda kaldik.




Bu hos gezimizi harika bir yemekle sonuclandirdik.

Herkese bol bol müzeli günler diliyoruz...





Minik Kinali Eller


Gecenlerde gittigimiz bir kina gecesinde Samar annesi Elif yavrumun eline kina yakti.




Ben bu kinanin tutucagina hic inanmadim. Bebek elindeki kinayi oraya buraya sürecek ve tutmayacak diye düsündüm.




Eve gelince Sumeyra´da tutturdu illaki "elime kina yak anne" diye.




Zaten gec döndügüm geceden hemen yatip uzanmak varken bir de kina hazirlama faslina giristik.




Ve prensesimin gönlünü yaparak eline kina yaktim. O güzel eli sarip sarmaladim. Derken sabah oldu...




Heyecanla uyanan kizim hemen yanima kostu, elini yikadik beraber veeeee....

Iste sonuc... :)


Iki minik kinali el, ne tatlilar ama, canim kizlarim benim. :)



26 Haziran 2012 Salı

"Klasse! Wir singen" - "Harika! Sarki söylüyoruz"


Kizim sinifiyla "Klasse! Wir singen" yani "Harika! Sarki söylüyoruz" projesine katildi.



Sinif ögretmenimiz ayni zamanda müzik egitimi almis birisi oldugu icin cocuklar da bol bol kendisinden yararlaniyorlar.
Bu is Sumeyra´ya da cok yariyor, cünkü müzikte cok iyi bir kulaga sahip.



Yüzlerce cocuk ayni t-shirt´ü giyerek yerlerine gectiler.




Sonra program basladi. Hep bir agizdan onlarca sarki söylediler. Bazilarini ben bile ezberlemistim artik. Ne de olsa Sumeyra durmadan evde ayni sarkilari ezberlemeye calismisti.




Onca cocuk arasinda yavrumu bulmak pek kolay olmadi. Allah´tan ögretmenimiz nerede oturacaklarina dair bir plan vermisti. Bir yandan plana bakarak bir yandan da fotograf makinesi ile zumlayarak yüzlerce cocuk arasindan kizimi buldum. :)




Velodrom adli 360° dönen cukurda bir binada yapildi bu program, enteresen bir yapiydi. Önünden yürüyünce belli olmayan bir bina. Onu görmek icin önce tümsegin üst tarafindaki yola cikmak gerekiyor, garip.



Sevgiler...

24 Haziran 2012 Pazar

Baba Piknigi


En cok sevdigimiz faaliyetlerden birisidir baba ile piknik yapmak.



Cocukca kosup oynarken babamizi da oyunumuza dahil etmek...




Minik bebegim de babasiyla top oynayacagi günlerin hayalini kurarken...



en zevkli is bana düsüyor: esimi ve yavrularimi izlerken dünyanin en mutlu insani olmak...


Herkese mutluluklar dilerim.


Yaz ve Firsatlar



Yaz mevsimi tam bir firsatlar mevsimi...



Gezilmedik park, görülmedik müze, oynanmadik oyun kalmamali... :)



16 Haziran 2012 Cumartesi

Muharrem´e Kücük Oda Degerlendirmesi


Evimizin büyük cocuk odasi ogluma aitti yillarca. Kizlarim iki tane olunca büyük cocuk odamizi kizlara, kücük cocuk odamizi da ogluma vermek zorunda kaldim. Oglum odasindan pek cikmak istemesede iki kizlarin dar bir yere hapsolmasina gönlü razi olmadi.



Muharrem kardeslerine büyük bir abilik yapmisti. Bunun karsiliginda kendisinin rahat edecegi bir odasi olmasini haketmisti.
Odanin rengine, kullanacagi esyalarina vs. hep birlikte karar verdik.



 Bu kücük odayi rahat kullanilir hale getirdik.



Daha önceki yazilarimdan bir tanesinde de bahsetmistim, cocuklarda düzen cok önemli diye. Oglumda da ufak tefek bütün esya ve oyuncaklarina dek herseye bir yer tayin ettik.



Aksesuarlarini da kendisi secti. Bu eyfel kulelerini Paris gezimizde almistik.


Kitaplarini sectik. Artik kücüklük yillarina ait olanlarin bir cogunu Sumeyra´ya hediye ettik.



Calisma masasini, sandalyesini ve masa cevresindeki düzeneklerini ihtiyaclarina göre tespit ettik.



Ilgi alanina giren detaylari unutmadik.



Kendisi en cokta bu dergi raflarina sevindi. Onca dergiyi düzenli bir yerde tutmak uzun zamandir pekte kolay olmamisti.



Büyük kartonlu oyunlarinin bir cogunu sectik, attik, hediye ettik. Geriye kalanlari rafimiza yerlestirdik.



Zamanla ne cok sey biriktirdigimize sastik kaldik.



Rafimizda iki büyük kutu yerlestirdik. Birinde irili ufakli bir cok oyunumuzu muhafaza ettik.



Digerinde ise Nintendo Ds ve Wii gibi oyunlarimizi ve arac gereclerini yerlestirdik.



En alt katta da "paha icilmez" "cok kiymetli" lego parcalarimiza yer actik. :)



Kücük bir odayi yerlestirmek demek yatak altlarini kesinlikle kullanmak demektir. Biz de buralari degerlendirdik. Nadir kullandigi esyalarinin bir bölümünü yatak altinda sakladik.




Bir bölümünü de dolap üstüne kaldirdik.

Böylece ogluma hos bir oda hazirladik.
Bu odaya her gün uzun uzuuuun günes dolmakta. Her aksam ise ufukta saridan kizila uzanan muhtesem bir renk kusaginda günesin batisi izlenmekte.

Hepimizin memnun oldugu hos bir karar oldu bu oda isi.




6 Haziran 2012 Çarşamba

Kelebegim Sahnede


Ne güzel andir yavrunuzla gurur duydugunuz an...



Onlar bir seyleri basarir, minicik bir adim atar, anne babaya dünyalar bagislanir.



Gözlerimiz dolar, gurur duyariz.


Icimiz icimize sigmaz.


Iste öyle anlardan birini yasadim kuzumla.


Sevgiler...