2 Aralık 2012 Pazar

Gecmis yaz notlari -2- Türkiyeeee 2012



Yaz tatilinde yavrularim hem vatanlari ile hem de aileleri ile hasret giderdiler. Tabi biz büyüklerde cok hos vakitler gecirdik.







Muharrem yavrumun kücüklügünden beri balik tutma hevesi vardir. Bu yil biraz olsun bu hevesi bir kez daha tatmis oldu.




Bu sene vatanda daha rahat gezebilmek icin araba kiraladik. Fakat kendi arabamiz kadar memnun  kalmadik. Malesef ucakla geldigimiz icin kendi arabamiz burada kalmisti.




Ama herseye ragmen bu sefer bir cok yer gezmeyi kafamiza koymustuk. Ve bunun icin de mutlaka bir araba sartti.




Haberlerden alisik oldugumuz klasik Istanbul trafigi gercekten de berbatti.
Hele bir de trafik kurallari ihlalleri bizi soktan soka soktu.
Bati Avrupa´nin muntazam isleyen trafiginden sonra Türkiye´de araba kullanmak milletce daha cooook sey ögrenmemiz gerektigini gösteriyordu malesef.




Tatillerin en cok sevdigim yanlari yavrularimin eglenmeleri.




Bu sene de gönüllerince eglendiler.










Elif´im bu sene bir yasini tam doldurmadan ilk defa denize girdi.

Yüzmede bronz madalyali Sumeyra´da denizin tadini sonuna kadar cikardi.

Gümüs madalyali Muharrem ise babasiyla sefa sürdü.




Istanbul´dan sonra Izmir´e dogru yol aldik.
Cok hos yol anilarimiz oldu.
Üstelik Elif´im Izmir´de birinci yasini kutladi.




Cok cok sevdigimiz Abide ablamizi ziyaret etmek Izmir´in en hos günlerinden biriydi. Buradan tanidiginiz bir dostunuzu Türkiye´de görmek harika bir duygu, hele de birbirinizi cok seviyorsaniz.


 
 
 Izmir´den sonra Canakkale´ye gectik. Araba kullanirken en heyecanlandigim yollar Kaz Daglari oldu. Yokuslar, tepeler, hem zor hem heyecanli bir araba yolculugu gecirdik.




Arada bir kahvalti ve cay molasi verdik. Tam Kaz daglarinin essiz manzara ve havasinda süper molalar...




Canakkale´den cok etkilendik...









































 
 
 















Bu maneviyat dolu sehri gezerken hakkini verebilmek icin kendimize bir rehber tuttuk. Rehberimiz cok cok seker bir insandi. O kadar ki Elif bebegime sisenin kapagiyla su icirecek kadar, onun bebek arabasini sürecek kadar, cocuklarimla cok yakindan ilgilenecek kadar. Kendisi emekli bir askerdi. Ona yürekten tesekkür ediyorum, verdigi tüm bilgiler icin...

























Kücük askerim ne de yakismisti sipere... vatana can feda...




Canakkale´de onca duygu yüklü anlardan sonra oradan ayrilmak pek kolay olmadi dogrusu.




Bu sene tatilimizin Ramazan ayina rastlamasi bol bol dinlenmemizi gerektirdi.




Dede ve anneannemiz de ayni anda Türkiye´de olduklari icin onlarla bol ve hosca vakitler gecirdik.




Elif bebegim Türkiye´de neredeyse yürümeye basladi. Hatta yarim yarim yürümeye calismasina ragmen yaramazliktan hic geri kalmadi.


Istanbul´da kendi evimizde ilk defa iftar yaptik. Henüz ocak ve firin gibi esyalarimizi almadigimiz icin kücük bir tüp ile idare etmeye calistik. Ramazan ayinin bereketi midir bilmiyorum, nasilda bereketli oldu yemeklerimiz. 



Biz sicaklarda orucla hasir nesirken elif yavru kuzum dis cikarma cabasindaydi. 




Iftar sonrasi sahil yürüyüsleri, gece gezmeleri muhtesem bir duygu dogrusu...




Hele de disarda acilan iftarlar ve iftar öncesi ve sonrasi gezmeler...


































Kizima her zamanki gibi her güne özel bir sac modeli yaptim.





Beyazit meydanina kurulan kitap fuari ise tam bana göreydi.
Gönlümce alisveris yaptim. Sevdigim yazarlardan imza almaya calistim.














Sumeyra kizim bu sene dogru dürüst Karagöz ve Hacivat ile tanisti ve cok sevdi. Onlari kendi kültürümüzle tanistirmak benim icin bir görev.



Sultanahmet´in harika Ramazan carsilari da kültürümüzü yavrularima tanitmamda cok yardimci oldular.



















Güzel prensesime bolca vakit ayirmak cok hosuma gitti.




Marmara civarini gezerken Adapazar´i, Izmit ve Yalova´yi da es gecmedik.
Aile ve akrabalarimizi ziyaret ettik. Sürpriz sahur baskinlari yaptik. Hos iftarlar gecirdik.



Her gezi sonrasi evimizde dinlendik, enerji topladik.














Vatan coskusu 5,5 haftalik bir serüvenden sonra yine bir havalimaninda son buldu.



Her zamanki gibi ucak havalanip artik tüm güzellikleri asagida birakirken bizi yine bir hüzün bulutu kapladi, taaaa ki bir dahaki seneye dek...