10 Kasım 2014 Pazartesi

Kücük Seyler


Mutluluk kücük seylerin degerini bilmektir. 
Ayrintilar hayatimizi renklendirir ve bizi mutlu eder. 



Elif´imin bebekken kestigimiz saclari artik uzadi diye dünyanin en mutlu annesiyim belkide...
Evet cok kücük bir ayrinti belki ama ben artik onun saclarina sekil verip süsleyebildigim icin cok ama cok mutluyum...






31 Ekim 2014 Cuma

Elif´in Mutluluklari

Her cocuk icin en büyük duam mutlu olmalaridir. Onlar mutlulugu, huzuru en cok hakeden insanlardir. Benim Elif´imi mutlu etmek cok kolay mesela.


Alisveris merkezinde oyuncak bir at...



Oyun merkezinde minik bir salincak...



En sevdigi arkadaslarindan M. Emin ile bir iki ziplayis...



Tugce ablasiyla saklambac...



Kreste ve evde her yeri batirabilecegi oyun hamuru... mesela.
Listeyi böylelikle uzattikca uzatabiliriz. 



Elif´im ablasindan farkli olarak bir de prenses ve gelin olmayi cok ama cok seviyor. En büyük zevki süslü kiyafetler giyip, takip takistirmak.
Subat aylarinda kreste karneval kutlamasi yapildi. Böyle bir kutlamaya ilk kez katilacak olan Elif´e bir kostüm secmesini söyledim. Onca kostümün icerisinden "ben gelin olmak istiyoyum" dedi. Bu karara hic sasirmadim. 



Krese gittigimizde kizlarin nerdeyse hepsinin birer prenses veya gelin kostümü sectiklerini gördük. Neyseki bizim gelin kendine göre muffinleri de buldu da günü daha mutlu bitirdi yavrum. 

Elif´im evde iken de genellikle böyle prenses elbiselerini giyinir. Takilar takar. Ojeler sürdürür... vesaire. Bazi arkadaslar kendime eziyet ettigimi düsünüyorlar. Ona hayir demem gerektigine inananlar var. Oysa onun da diger yavrularimin da yüzlerini güldüren hic bir sey bana yük degil. Oldukca disiplinli ve titiz bir anne olarak varsin bazi konularda da onlar egemen olsunlar diye düsünüyorum.



28 Ekim 2014 Salı

Masumiyet


Düsünüyorum da iyiki varlar onlar, evlatlarim. Hayatim onlarla daha renkli, daha neseli, daha güzel...




Her ne kadar evlat yetistirmek zor olsada, yillarini harcasanda, onlarin bir kez yüzünüze gülmesi, mutlu olmasi tüm dertlerini unutturuyor insana.




Hello Kitty asigi Elif´im onu bu kadar kocaman görüp ona sarilinca cok duygulandim. Ne kadar saf, ne kadar temiz, ne kadar ellenmemis bir hayatlari var diye düsündüm. Ne kadar masumlar cocuklar... Keske biz yetiskinler de onlardan birazcik ders alip biraz cocuklasabilsek. Zaten basimiza gelen tüm felaketler cocuklugumuzu ve onun verdigi masumiyeti kaybettigimizden degil midir?







18 Ekim 2014 Cumartesi

Kizimin Elinden Donuts


Sumeyra yavrumun mutfak meraki takdire sayan. Kendi basina bulup yazdigi donuts tarifini uygulayalim diye bana bayagi bir dil döktü. Tarifini aldim okudum, bayildim. Biraz yanlis cocuk dilinde yazilmis bir almanca ile donuts tarifi. Bu cocuk lisani onun tarifini daha da sevimli hale getirdi. 



Israrlar sonuc verdi ve bir gün bu tarifi uygulamaya basladik. Yavrum donuts´i cok sever ve her daim disari ciktigimizda mutlaka bir donuts saticisindan aldirmak ister. Bu sefer ise kendisi evde deneyecek ne büyük nimet. 




Sumeyra: "Anne bak eger evde donuts yapabilirsem o zaman disardan almana gerek kalmayacak artik. Hem de böylelikle her seferinde bunun icin para harcamana gerek kalmaz!"  




Vanilyali ve kakaolu donutslari deneyerek halkali cöreklerimizi firina sürdük nihayet.




Firini beklerken cocuklarin en cok sevdigi sey nedir desem, biliyorum bir cok insan ayni cevabi verir: Kabin dibini siyirmak, firindakilerin bir an önce pismesini izlemek ve bu arada anneye milyon tane firinda kabaranlar hakkinda fizik sorulari sormak... :)




Yeterince pisen donutslari heyecanla cikarinca geriye onlari süslemek kaliyor.




Artik Sumeyra´min fantazisine teslim edilmis donutslar son olarak süslendi püslendi, bu hale geldi.



Geri kalan kullanmadigimiz hamurumuzu da israf olmamasi icin baska sekilde degerlendirmeyi düsündük. Güzel bir muhallebi hazirladik ve büyük yumaklar halinde pisirdigimiz cöregimizin icine muhallebimizi yaydik.


Cöregimizin üzerine de biraz recel gezdirdik derken ortaya leziz ve degisik bir tad cikti. 




Kizimla her zamanki gibi cok güzel vakit gecirdik. Gerci bu arada mutfak biraz batti, anneye bayagi bir cok is cikti ama bir yandan minik Elif´imin bizi izlemesi ve diger yandan Sumeyra´min bu güzel ricasi her seye ragmen mutluluk verdi bize.



16 Ekim 2014 Perşembe

Bizim Minyatürlerimiz


Yavrularimiz bizim minyatür seklimiz gibi. Bosuna denmiyor, cocuk dil ile degil göz ile egitilir diye. Onlar ne görürse ayna misali yansitiyorlar. 
Hayati ne kadar güzel gözlemleyebiliyorlar. 
Minyatür büyükler minyatür yemek masasinda ne kadar ciddi bir oyun oynamaktalar.

Izlemeye doyamadim yavrularimi.






15 Ekim 2014 Çarşamba

Sumeyra´min 8. dogum günü


Gecen sene kutladigimiz cok hos bir partimiz vardi, kizimin sekizinci yas günü. Lakin o gün bu gündür bu özel günü yazacagim diye oyalandim. Nerdeyse bir sene gececek ve hayatin ne kadar hizli gectigini bir kez daha farkediyorum. Sanki dün gibiydi bu parti...


Yavruma her sene oldugu gibi yine güzel ve özel bir dogum günü pastasi hazirlamaya calistim. Bu sefer kizim da bana yardimci oldu. Buradan da ne kadar büyüdügü belli oluyor artik. 



Ayni zamanda yine özel kurabiyeleri unutmadik. 



Bu kurabiyelere kizimin arkadaslari da bayildi. Parti sonunda evlerine ailelerine de ikramlik götürdüler. Sumeyra yavrum arkadaslarinin ilgisinden cok memnun kaldi. 




Partimizi stressiz ve rahat hareket edebilmek icin kresimizin bir odasini hazirladik ve zamanindan cok önce gidip tüm detaylarla hep beraber ilgilendik. 




Hersey yavrumun gönlüne göre oldu. Zaten maksat onu memnun etmek sonucta. 



Her sene normalde cocuklara icinde minik hediyeler ve sekerlemelerin oldugunu torbaciklar hazirliyorduk. Bu sene ise gelecek minik misafirlerimize birer hediye aldik, paketledik ve kücük huni torbaciklara da sekerlemeler doldurduk. Partimize her gelen misafirimize bizden kücük bir hediye olmus oldu tüm bu güzellikler.




Partiden önce kizimla bazi alisveris sitelerine göz gezdirdik. Bu arada ona farkettirmeden nelerden hoslandigini kesfettim. Daha sonra hediye seciminde hic zorlanmadan onun bayildigi sevdigi hediyeleri ona alip hazirladim. Hatta internet üzerinden siparis verdigim icin bu dogum gününde hediyeler acisindan hic yorulmadim. 



Arkadaslari da kizimin neler sevdigini önceden kesfetmeye calismislar ve ona göre hediyeler secmisler, cok memnun oldum, aferin onlara.




Partimiz takriben 4 saat sürdü. Bu 4 saati büyük bir önemle organize ettim. Ilk bir bucuk saatine gurupla oynanan 4-5 keyifli oyun yerlestirdim. Oyunlari oynamak icin yan odayi kullandik. Yerde spor minderi oldugu icin düsüp kalkmalari hic sorun olmadi. Ayrica oyunlarin seciminde kizim ve oglumla birlikte heyecan dolu ve keyifli olmalarina ehemmiyet verdik. 




Iyice kosturup oynadiktan sonra pastamizi kesmek üzere bir mola verdik. Yemekler yenildi, pastamiz kesildi. Prensesimiz kutlandi.

Daha sonra yine oyun saatleri basladi. Yine birbirinden keyifli oyunlar oynandi. Bir taraftan müzik, bir taraftan kudurma derken cocuklar iyice costular.

Partimizin son bir saatini de hediye bölümüne ayirdik. Her cocuk kurayla sirasi belirlendi ve hediyesini verdi. Sumeyra yavrum her bir arkadasini kucaklayak tesekkür etti.

Misafirlerimizi evlerine ugurlarken her sene oldugu gibi partimizden cok memnun kaldiklarini ifade ettiler. Sumeyra´nin dogum gününü iple cektiklerini belirttiler. Bu ifadeler beni ziyadesiyle mutlu etti. Lakin cocuklari memnun etmek pekte kolay bir is degil. Onca misafirin arasinda bir cocugumuzu memnun edemedik sadece. Bizim hazirladigimiz programa uymak yerine kresin diger kullanmadigimiz odalarinda kosup her yeri dagitmaktan daha zevk alabilecegini söylemis arkadaslarina. Eh bunca hazirligin ve alternatifin icinde birde tüm kresi alt üst edemezdik elbette. Sonuc itibariyle biri haric tüm herkesi özellikle de yavrumu memnun edebildigim icin tatli bir yorgunlukla toparlanip evimize gittik.

Iyi ki dogdun yavrum, iyi ki Rabbim seni bana emanet etti.
Senin gibi bir kizim oldugu icin dünyanin en mutlu annesiyim ben.


26 Eylül 2014 Cuma

Ellerine Saglik Sumeyra´m

Büyüklerimiz kizlarina ev isini ögretmek icin "Isin bana, ellerin sana kalir!" derler. Bu sözün ne kadar dogru oldugunu bizzat yasarak tecrübe ettim. Canim annem beni hep böyle sözler söyleye söyleye büyüttü ve evlendigimde cok büyük sorunlar yasamadim. 
Ben de annemin izinden gitmeye calisiyorum. Kizima olabildigince cok bilgiler aktarmaya gayret ediyorum. 
Sumeyra yavrum da masaallah özellikle mutfaga cok ilgili bir kiz. Internetten arastirip tarifler yaziyor ve beraber uyguluyoruz. 
Ilk denedigimiz tariflerden biri cake pop oldu.


Sumeyra´nin istegi üzerine iki kisim kek olusturduk. Biri kakaolu biri vanilyali...




Gecenin bir yarisi hazirladigimiz cake poplarimizi süsledik. Süslerkende yari uykulu halimizle bir hayli sacmalayip gülmekten kirildik. Anne kiz hala gülerek hatirladigimiz bir gece yasadik. 




Birer birer paketledigimiz bu güzellikleri kurban bayrami olmasi vesilesiyle ziyaret ettigimiz sevdiklerimize hediye götürdük. Sumeyra yavrum cok mutlu oldu. Ben de kizimdan gurur duydum. 


22 Eylül 2014 Pazartesi

Bir Teknik Müzesi Hatirasi


Bu yüzyilda özellikle cocuklarimizin teknolojiye olan meraki malum. Daha bebek yaslarda ellerine gecirdikleri her türlü telefon, tablet vs. gibi aletlerin nasil calistigini hemen cözüp kullanmasini nasilda beceriyorlar. Genellikle miniklerin bu davranislarina hayran kaliriz lakin bu cagda dogan bir cocuk icin cok siradan bir islemdir bu. 



Uzun zamandir planladigim bir geziydi Teknik Müzesi. Cocuklarimin ellerindeki aygitlarin, gün icerisinde gördükleri bir sürü teknigin tarihcesini ögrenmelerini ve insanligin teknik sayesinde ne kadar gelistigini görüp ögrenmelerini cok istiyordum. Günün birinde iki yavrumu ve iki samimi arkadasini alip arabaya attigim gibi solugu müzede aldik.




Eskiden insanlarin nasil bir hayat sürdüklerini hayranlikla izlediler.




Özellikle de maden ocaklarinda vagonlar sürerek ekmek parasi kazanmak zorunda olan cocuk iscilerden cok etkilendiler. Kizim ve arkadasi deneme amacli sergilenen bir vagonu yürütmeye calistilar ama bu cokta kolay olmadi. Kendilerinin böyle bir hayati düsünemediklerini dile getirdiler. Ellerindeki nimetlere sükür etmeleri gerektigini bizzat anneden defalarca duydular :).




Sergilenen esya ve araclar hakkinda bilgilenmek icin yine ellerindeki sesli bilgilendirme cihazindan yararlandilar. 





...





Bir cok aleti denediler.




Dedelerimiz veya babalarimiz zamanindan kalma aletlere dokundular.




...




Cok hosuma giden bölümlerden biri de bu kimya bölümü oldu. Mesela bir masada cocuklar yilbasindan ve özel günlerden tanidiklari havai fisek malzemelerini sanal olarak karistirdilar ve göge firlattilar. Defalarca denendi bu kimyasal reaksiyon. 



...






...





Denenmemis bir alet birakmadilar. Bir sürü sorular sordular. 




Ellerindeki cep telefonu ve fotograf makineleri ile gecmisteki aletleri kiyasladilar.




...




Müzenin doga ile ilgili kismina da ilgileri büyüktü. Özellikle enerji kazanimi acisindan cok degerli bilgilere ulastilar. 




...



Zamanimizda bir cok araca binmelerine ragmen eskiden kalma gemi ve yelkenlilere hayran kalmamak mümkün degildi dogrusu. Insanligin ne hizli bir gelisim icinde bulundugunu bu müzede cok iyi farkettiler. 




...




Cocuklarin en cok ilgisini ceken bölüm ise ilk bilgisayarin sergilendigi bölüm oldu. Kendi dünyalarindaki bilgisayarlarin artik bir el büyüklügünde oldugunu düsünürsek teknolojinin hizina hayran olmamak mümkün degil. 





...




Bu ilk bilgisayarla noktaladik gezimizi. Fotograf karelerine aktaramadigimiz daha cok aletler, deneyler ve araclar gördük, ögrendik. Agabeylerimiz bu konularda kücük uzmanlar gibi kardeslerine bilgilerinden sundular. Oglum ve arkadasinin devasa bir bilgiye sahip olduklarini farkettim bu arada. Okullarindaki egitim ve özel ilgilerinin cocuklarimiza ne kadar faydali oldugunu bir kez daha anlamis oldum. 

Bu gezimizle yine bir aya bir proje etkinligimize bir baslik daha atmis olduk.